Kelimelerle anlatilamayacak kadar uzun bir yili, bir kac satir yazarak, kucuk hafizalarimiza bir ani olarak birakiyoruz. Gecen bir senenin ardindan, yorgun ama bir o kadarda umutluyduk. Sen sabit bir nokta, biz ise terafinda sana tutunarak, yonumuzu kaybetmeden senin sayende butunlugumuzu koruduk..Bozulmus morallere keyif, asIlmIs suratlara bir gulus verdin.. Yeni yasin kutlu olsun..


Sevgilerimle Baban :)


Gecen sene bu zamanlar neler yasadigimi hissettigimi Itir teyzenin blogunda anlatmaya calismistim. O zamanlar yuh bu kadar detayli anlatmaya gerak varmiydi diye dusunmustum ama iyiki o kadar detayli yazmisim. Tekrar yasadim o anlari..

Neyse 17 Ekim 2009 Cumartesi demisimki: 



Elma dersem cik, armut dersemde cik..

Pazartesi 5 ekim haftalik kontrolum vardi ve Ayhanla birlikte gittim aylardan beri ilk kez. Hersey normaldi, kalp atislari, insan yavrumuzun karnimdaki durusu falan. Tam hastaneden cikiyordukki hafif bi islaklik hissettim. Son zamanlarda cisimi kacirdigim cok oluyodu guldugumde (ki Ayhan bayiliyodu beni guldurmeye). Emin olamasamda bence altima kacirmamistim, ama aha suyum geldi diyecek kadarda yoktu. Neyse Ayhanin sayesinde geri donduk. Bana kalsa emin olmak icin eve gidip anlamaya calisirdim. Yataga musamba serip beni yatirdilar, orda oylece bi yarim saat falan beklettiler, sonra detayli bir ultrasondan suyumun azalmis oldugunu soylediler, o yuzden emin ben emin olamasamda suyumun geldigini ordan anladilar. Artik sadece bir kac gun kalmisti Bala sultanin gelmesine, persembeye kadar sancilarimin gelmesini beklediler. Her gun kontrole gittik, Balanin durumunun kontrolu icin. Suyum geldigi icin enfeksiyon kapma riski yuzunden eger persembeye kadar sancilarim baslamazsa suni sanci yardimi ile dogumu baslatacaklardi. Bu haberi anneme verir vermez kadin esyalarini topladigi gibi ayni aksam solugu bizde aldi : )

Sancilarim ha geldi ha gelecek derken nihayet carsamba aksami son kez cantamizi kontrol ettik. Sabah saat 7.15 te randevumuz vardi. Carsamba aksamina kadar cok rahatken artik saatler kala hic bir sekilde vaktimi geciremez oldum. Film, dizi, oyun, Aysuyla msnden sesli ile vakit oldurmeye calismama ragmen o gecen 9 ayi tekrar yasadim o birkac saat icersinde.

Sabah hafif bir kavhaltidan sonra hastanenin yolunu tuttuk. Hayalimde, Ayhan calisirken onu arayip sancilarim basladi diye onu panikletmek,yada gecenin bi vakti onu uyandirmak vardi. Acelece hastanenin yolunu tutarak o karmasayi yasamak vardi ama oyle olmadi.

Soylenen saatte resepsiyonda geldigimizi bildirdikten sonra bizi bir odaya aldilar. Herhangi bir odaya benziyordu, o filmlerde gordugum dogum yataklarinda olan bacaklarini koyabilecegin metal destekleri olmayan, herhangi bir yatakti iste. Artik bu odadan dogurduktan sonra cikacaktim.

Rutin kontrollerden sonra serum bagladilar, sancilari baslatacak olan ilaci oyle vereceklerdi. Gittigimizde 2 cm acilimim oldugu icin daha once anlattiklari islemlerin bir kismini atladilar ve direk ilaci vermeye basladilar saat 9 gibi. Her yarim saatte bir 1 kademe ilacin dozunu arttirdilar. Bunun yani sira gobegime bir elektrot yapistirdilar sancilari olcmek icin. Birde rahmin icine Balanin kafasina bir elektrot yapistirdilar onun kalp atislarini olcmek icin. Serumun etkisini ilk saatte hissetmedim, daha dogrusu son gunlerde hissettigim o karnimdaki hafif karisikligin disinda birsey yoktu. Serumun takilmasindan sonra anneminde gelmesiyle beni destekleyecek olan takim tamamlanmisti. Aslinda ileride Balanin ebesine kufur edildiginde ucu Aysuyada dokunacakti ama ne yazikki iptal edilemeyecek cok mohim randevu yuzunden Aysu gunun ilerleyen saatlerinde yanima gelebildi.

Birinci saatten sonra sancilari artik sanci olarak hissetmeye basladim. Her sancim geldiginde sanki cisim varmis gibi bir his yuzunden kendimi kasiyodum tutmak icin ama cok zordu bu. Hemsireler ve ebelere gore rahat birakmaliymisim kendimi. E kucuklugumden beri ben bilerek cisimi birakmadimki hic : )))) Gulme krizleri sonrasi kazalari saymiyorum tabi :p

Adini cis sandalyesi koydugum bir nesne getirdiler onume. Sol kolumda serum, sagimda ise sancilari ve kalp atislarini olcen aletlerin arasindan yataktan o sandalyeye surekli gecmek zor oldugu icin bir suremi o sandalyenin uzerinde gecirdim. Boylece tamamen gelen sancilara odaklanip ay cisim geldi tutmak zorundayim hissinde olmayacaktim. Sonradan anladim her sancim geldiginde suyumun geldigini.

Sancilarim daha siddetli gelmeye baslayinca sandalyede rahat edemeyip tekrar yataga gectim. (cokmu detayli yaziyorum ne.. neyse isterseniz orta kisimlari atlayip direk sonunu okuyabilirsiniz:p)..

O saate kadar gayet neseli, hatta herkesin dikkatini bile cekecek derecede kikirdeyip duruyorken aniden sancilarim artti. Her 1, 1bucuk dakikada bir sancilarim gelmeye basladi ve ben birinin ustesinden yeni gelmisken bir sonrakine atlayinca cok cabuk yuh bu nedire ulastim.
Daha once konusmustuk, eger sancilari kaldiramayacak dereceye gelirsem agri kesici alabilecektim. Iki cesit agri kesici varmis iclerinden secebilecegim. Biri epidural, onda tamamen sancilarin acisi yok oluyormus, digeri ise ust bacaktan verilen bir igne ile sancilarin agirligini hafifleten. Artik agri kesici istedigimi belirttikten sonra ebe igne yapti bana. Onun etkisi yaklasik 2 saat suruyormus. Agrilari hafifletmesinin yani sira kendimi sarhos gibi hissermisim. Igne yapilmadan evvel acilimimi kontrol ettiler ve 4 ila 5 cm arasindaymis.

Ignenin etkisini gosterip gostermedigini ve ne zaman bagladigini kesin olarak soyleyemiyorum cunku her yarim saatte dozu artirilan serumla sancilarim cok kisa surede git gide daha daha siddetleniyordu. Igneden sonraki ilk yarim saat guzeldi. O sarhoslukla sancilari bayagi iyi karsilayabiliyordum ve agrisida dayanilirdi. Ama ondan sonraki artislar o kadar ani ve o kadar hizli gelistiki igne sonrasi 1 saatten sonra artik bayilacak dereceye gelmistim ve ebeye resmen epidural istiyorum ben diye aglayarak haykirdigimi hatirliyorum. Kac cm acilimim oldugunu baktiktan sonra ne yapacaklarini karar vereceklerdiki aniden herkes basima toplandi. 10 cm e ulasmisim ve artik ikinmam gerekiyormus. 4 hemsire / ebe vardi. ikisi bacaklarimi tutmam icin bana yardimci olacakti, digeri ise bebegin gelisi icin karsimdaydi bir digeri ise bebegin gelisi icin hazirliklara baslamisti. Tum bunlari agir bir sarhosluk icinde yasadigim icin cok detay kacirdim sanirim, zaten etrafimda nelerin olup bittigini algilayacak enerjide kalmamisti.

Artik sancilarin sekli degismisti. Daha once hissettigim o cok agir acidan ziyade cok yogun ikinma hissi vardi. Ebeler o an bana gelen o sanciyi nasil karsilamam gerektigini anlattiklarindan sonra Ayhan arkama gecti cunku benim kafami kaldirmaya gucum yoktu. Onun beni yataktan hafif kaldirmasi sayesinde kalan tum gucumu ikinmaya vererek ikinmalara basladik. 3 cude kafasinin ciktigini ve orda kaldigini hissettim. Tek bir tane daha lazimdi. Son olmaliydi artik cunku o kadar halsiz ve yorgun dusmustumki. Var gucumle bir kez daha sanciyi karsiladiktan sonraNilin aglamasini duydum ve direk oldugu gibi onu gogsume koydular ve yuzunu sildiler. Daha sonra Ayhanla o ani konusurken cok garip bir hisse kapildigini ve tum yasamin gozlerinin onunden gectigini ve cok yogun duygular hissettigini soyledi. Ben.. o an ne hissettim anlatmak zor, sadece nefessiz kaldigimi biliyorum, aglama moduna girmedim ama bu sanki ondan daha "ustun" birseydi. Allah kendini gosterip mucizesini sergilemis gibi.

Gobek bagini kimin kesecegini sordular. Annemin kesmesini istedik Ayhanla. Yazik kadin dayanamamis son anlari, ve bir kosede beklemeye cekilmis. Elleri titriyordu gobegi keserken, buda cok keskin hatirladigim anlarimdan bir tanesiydi.

Sonra placentanin cikmasi icin gobegime biraz baski uyguladilar o cikti falan ama gogsumde Nil varken "asagida" nelerle ugrastiklarini algilayacak kadar genis kapsamli konsantre degildim. Nil'in "evini" (placenta) gosterdiler daha sonra ve bir suru dikis attilar. Bir suru diyorum cunku ciddi anlamda yirtilmalarim olmus, bu detaylari atliyorum. Ayhanda babanneleri ve daha bir cok haber bekleyenlere mujdeyi vermek ve sanirim azcikta soluklanmak icin odadan ayrildi. O arada Nil'i giydirdiler beni temizlediler. Biraz dinlenip kendimize geldikten sonra bizi baska bir kata aldilar. 8 ekim persembe 16.14 te Nil Sabah boylece aramiza katildi..

Yarmagul ablamizin aksine biz tamamen farkli bir sekilde actik gozlerimizi dunyaya. Bize tembel demelerine ragmen tam tamina 9 ay ve 10 le gayet vaktinde geldigimizi dusunuyoruz :))

2 gun hastanede kaldiktan sonra cumartesi ogleyin evimizin yolunu tuttuk. Sue hanimin bizim cimcimeyi nasil karsilayacagi bizim icin buyuk bir merakti. Nil in ilk o temizlenmeden once giydirildigi basligini eve yollamistim kokusuna alissin diye. Ayhan kolunda Nille girdi eve bense direk Sueya ilgi gosterip herzaman eve gelisimde yaptigim seyleri yaptim. Cok surmeden Ayhanin kollarinda yeni bir sey oldugunu kesfetti Sue. Basligi bulup Ayhanin onune birakti ve merakla kokladi Nil i. Ilk tanismalari cok iyi gecti, sadece urkek bir meraklilik vardi Sueyun uzerinde. Ondan sonraki gunler git gide meraki artti ve simdi hala ben Nili kucagima aldigimda gelip kokluyo ve ellerini yaliyo. Sonrasi icin birsey soylemek zor ama en azindan tanisma ve suana kadarki alisma suresi iyi geciyor.

Daha anlatmak istedigim cok sey var ama simdilik bu kadar olsun.
Tebrik eden herkese cok cok tesekkurler. Bir insan yavrusu daha dunyaya gozlerini acti..

O zamanlar dogum nasil olacak, basarabilecekmiyiz ve sezeryanla "normal dogum" arasinda git geller yasiyorduk. Bu denli detayli anlatmamin sebebide o galiba..
Tum o anlatilmayan zamanlarda merak, heyecan, biraz endise ve korku hakimdi. Aslinda bogusmamiz gereken bir cok sorun varken sen tam uzerimdeki  bulutlara delik actin. Her yer islanirken ben etkilenmeden izliyordum senin sayende.. Hala oyle aslinda.. Lutfen bu hic degismesin. Yillar sonra geri donup baktigimizda kaybetmemis olmak istiyorum bu duyguyu..


Onumuzdeki cuma ilk yasgunun.. Herseyde oldugu gibi kutlanip kutlanmayacagi muamma..
En azindan 3 kisi + 1 kucu kuculuk  minik bir kutlama garantisi var.

Aslinda senle henuz ayni bedendeyken istemistim senle yuzmeyi. Suya girince tepki verip vermeyecegini, merak ediyordum iste. O olmasada 2 hafta kadar once Ayhan, sen, ben, Yasin, Ugur ve kizarkadasi tatilparkina yuzmeye gittik hep birlikte. Sen ilk kez suya girdin kuvet ve minik havuz disinda. Ayaklarin ilk suya girdiginde biraz tedirgin oldun ama daha sonra cok hosuna gitti. Bebekler icin kum kosesi yapmislar, kumun ne oldugunu anlamaya calistin, sana biraz garip geldi. Seninle birlikte suyun icinde olmak harikaydi. Saatlerce hos vakit gecirdik eglendik..

Cektigimiz yuzme resimlerine gecmeden evvel once sunu anlatmam lazim tamamen aklimdan cikmisti cunku. Ayhan ne zamandir israr ediyordu su kizin saclarini keselimde keselim. Ama cok az sacin oldugu icin gerek duymuyordum ben. En sonunda israrlarina dayanamadim ve tamam olur dedim istemeye istemeye.. Kafani sifira tuttu ayhan ve boylece bebeklik/ cocukluk donemine ait ilk "utanabilecegin" resimlerine zemin hazirlamis olduk :)  Ayhanda slkLikla tamamen saclarini kesiyor, zaten ona cok benziyorsun simdi tamamen baba kiz oldunuz keltoslarim benim :)) Ilk sac tutamini sakladim. Yumusacik ipek saclarin gitti, ilk gunlerde biraz garip gelsede gozume simdi alistim. Hatta cokta yakisiyor bence, yuzun ap aydinlik oldu.
Simdi gelelim yuzme resimlerine;


Ben yokmuydum, vardim tabiki.. Ama o resimleri ayrica gosteririm :)

Yilin bu zamanlarinda apartmanin etrafindaki cimlerde mantarlar cikiyor. Sonbahari biraz olsun keyifli kilan az seylerden biri.. O cizgi filmlerde gordugumuz kirmizi renkli, beyaz benekli mantarlardan cikmis.


 kucak bebegi oldugun soylenemez pek..:)


5. disin cikmakta (duy bunu Itir teyzesi :p) Dislerini fircalamaya calisiyorum, komik buluyorsun bu "garip" olayi ve fircayi isirip birakmayarak oyun haline getiriyorsun...

Bu gunlerde pek bi annecisin (yipiiiiii).. Yani illaki sececeksen beni sec yoksa kiskanacagimi soylemistim zaten:)  Herkesle cok icli dislicin ama bazen damarin tutuyor ve illaki benim kucagima gelmek istiyorsun. Bu babanin yanindaykende gecerli.. Bununla birlikte "gitme" kavramini algilamaya basladin. Evden ayrilacagimi fark ettigin zaman basiyosun yaygarayi. Bye bye merasimi yapmamiz gerekiyormus cocuk doktoruna gore.. Beni camdan gordugunde aglamak bitiyor ve sevincle Bye bye yapiyorsun..

Aciktiginda yada yemek gordugunde "mama" diyorsun.. parmaklarini acip kapatarak Ge ge (gel gel) diyorsun. Bunu sana buyuk anane ogretti.. Baska nnneeeh (anne) ve  ba ba (baba) var soyledigin. Onun disinda bir suru sey soyluyosun ama onlari hala cozemedim..

Sue ile zaten sorunun yoktu ama git gide dahada kaynasiyorsunuz. Sue artik senin dokunmalarina tamamen alisti ve senden hic kacmiyor. Birlikte oyunlar oynuyorsunuz. O yatarken sen hatta kafasinda zipliyorsun, gobegine vurup vurup guluyosun ve o gikini bile cikartmiyor. Simdilerde sana onun adini soyletmeye calisiyorum ama henuz basaramadim.


Zaman acisindan Sue ile olan resimlerin daha once cekilmisti, saclarin kafalari karistirmasin son halin hala baban gibi kel :) Ama cok tatlisin boyle yauuuu





Bir varmis bir yokmus..

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, birbirinden çok uzakta, farklı ülkelerde yasayan iki masal kahramanı varmış. Her ikisi de birbirinden habersiz başladıkları masallarının 20ci yıllarının başında masalları kesişmiş ve böylece birbirlerinin masalında başrol oynamaya başlamışlar..

Masal bu, kotu karaktersiz masal olur mu. Bu iki gencin masalında rol oynayan kotu karakterin adi şanssızlık, büründüğü sekilse hayat şartlarıymış. Bu iki gencin peşini bir turlu bırakmazmış kotu karakter.. Hiç kotu biten ve kotu karakterlerin galip geldiği masal duydunuz mu?
İşte bu masaldaki kahramanlarda pes etmemişler, çalışmışlar çabalamışlar.. Aradan zaman geçmiş ve bir gün bu iki kahramanın hayatına minicik bir havhav girmiş. O günden itibaren iki kahraman içinde birbirlerinden aldıkları keyfin ve zevkin yanında bir keyif daha eklenmiş.
Masal ya, bu iki genç ve havhav az gitmişler uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler.. Karşılarına çıkan kotu karakterle savaşları bazen çok çetin, bazense çok kolay geçermiş.. Hep galip gelmişler..
Yıllar geçmiş bu iki kahraman ve havhavlari basbayağı yuva yapmışlar.. Öyle ki, bu yuvaya birde minik kahraman gelivermiş. Bu minik kahramanın adini ise Nil koymuşlar..
Masal devam etmekte.. Bu Bloğun amacı, minik kahramanın maceralarını ve gelişimini kahramanların dili döndüğünce, bulabildikleri kelimelerle kaleme dökmek. Uzak mı uzak ülkede yasayan kahraman ailelerin miniki takip edebilmesi..
Minik kahraman, miniklikten çıktığında hoşuna gideceği küçük bir hatıra bırakmak..


Kahramanlar

Leylekin sepeti

Kim ne yazmis ?

Takilanlar